Yavuz IŞIK
THBB Yönetim Kurulu Başkanı
President
Sektörümüz 2021 yılı resmî verilerine göre 4 milyar doları aşan cirosu, 35 bini aşan istihdam hacmi ve yıllık 105 milyon metreküpü bulan üretimiyle Türkiye ekonomisi ve inşaat sektörü açısından çok önemli bir yer teşkil etmektedir. Birliğimizin çalışmaları sayesinde sektörümüz bugün Avrupa’da ve dünyada örnek gösterilen bir sektör hâline gelmiştir. Avrupa Hazır Beton Birliğinden (ERMCO) aldığımız 2021 yılı verilerine göre AB üyesi bütün ülkelerin toplam üretim miktarı 272,5 milyon metreküp iken, Türkiye tek başına 105 milyon metreküp beton üretmektedir. Bu üretim miktarıyla Türkiye, AB ülkeleri arasında birinci ülke konumundadır.
Bu konumumuzu daha da güçlendirmek ve sahip olduğumuz bilgi birikimi ve tecrübe ile dünyada referans bir ülke konumuna ulaşma hedefimiz için sektörel diyalog ve iş birliğinin çok önemli olduğuna inanıyoruz. Bu doğrultuda, firmalar arası bilgi alışverişinin yanı sıra, sektörümüzün vizyonunu ve yol haritasını belirlemek açısından da çok önemli bir buluşma olan Beton 2023 Hazır Beton Fuarı ve Kongresi’ni düzenlemek üzere yola çıktığımızı geçtiğimiz aylarda paylaşmıştım.
Birliğimizin TG Expo ortaklığı ile düzenlediği “Beton 2023 Hazır Beton Fuarı ve Kongresi”, hazır beton, çimento, agrega ve inşaat sektörlerini bir araya getirecek. 15-18 Mart 2023 tarihlerinde Yeşilköy’de İstanbul Fuar Merkezi’nde toplam 15.708 metrekarelik alanda 11.sini düzenleyeceğimiz “Beton 2023 Hazır Beton, Çimento, Agrega, İnşaat Teknolojileri ve Ekipmanları Fuarı” 100’ün üzerinde katılımcısı ile Avrupa, Asya, Afrika ve Orta Doğu’dan 3.000’i yabancı olmak üzere toplamda 12.000’den fazla sektör profesyonelini ağırlayacak. Ekonominin lokomotifi inşaat ve onun en temel kolu hazır beton ve ile ilgili sektörlerden birçok firmayı aynı çatı altında buluşturacak olan Fuarımızda, stand alanlarımız hızla doluyor.
Fuarımızla eş zamanlı olarak, 15-17 Mart 2023 tarihlerinde düzenleyeceğimiz Beton 2023 Kongresi; önceki yıllarda da olduğu gibi sektör gelişimine katkıda bulunacak. Kongremize 120 civarında bildiri özeti gelirken Kongre sponsorluklarımız da yoğun ilgi gördü. Bildiri özetleri değerli akademisyenlerimizden oluşan Bilim Kurulu tarafından değerlendirilmektedir.
Kongre ve Fuar çalışmalarımıza odaklandığımız bu süreçte sürdürülebilirlik alanındaki faaliyetlerimize devam ediyoruz. Birliğimiz tarafından ülkemize tanıtılan Beton Sürdürülebilirlik Konseyinin (CSC) “Kaynakların Sorumlu Kullanımı Belgelendirme Sistemi” kapsamında belgelendirilen THBB üyesi İSTON’un Hadımköy Fabrikası, “Platin” seviyesinde CSC Sertifikası almaya hak kazanan Türkiye’deki ilk tesis oldu. Bütün fabrikalarında CSC Sertifikalı üretim yapan İSTON, sürdürülebilirlik çalışmalarıyla örnek bir şirket olduğunu ortaya koydu. İSTON’u kutluyor; bir kez daha hazır beton, çimento, agrega ve prefabrik sektörlerini bu sisteme dâhil olmaya davet ediyorum.
Ekonomik ve Güvenli Sürüş Eğitimlerimizi, Transmikser ve Pompa Operatörleri Kursları Ana Sponsorumuz Mercedes-Benz Türk A.Ş.’nin katkılarıyla temmuz-ağustos aylarında Kocaeli, Kayseri, Adapazarı ve İzmir’de düzenledik. Yine ana sponsorumuzun katkılarıyla Hazır Beton Şantiye Operasyonlarında Yer Tespit Elemanı ve Beton Pompa Operatörleri için Teknik Emniyet Kuralları Eğitimlerimizi temmuz ayında Balıkesir’de yaptık. Kaynakların verimli kullanılması amacıyla Beton Pompasının ve Beton Santralinin Verimli Kullanımı Eğitimlerimizi Güriş İş Makinaları Endüstri AŞ’nin katkılarıyla ağustos ayında Kayseri’de düzenledik.
“Beton Pompa Operatörü” ve “Beton Santral Operatörü” Mesleki Yeterliliği belgelendirme sınavlarını, AB’nin “Belgelendirme için Doğrudan Hibe-II” projesi kapsamında sürdürdük. Hibe projesi tamamlandı, ancak MYK sınavlarımıza devam ediyoruz. İş güvenliğine uygun çalışmak ve sorunlarla karşılaşmamak adına personelinizin Beton Pompa Operatörlüğü Mesleki Yeterlilik Belgesi almak üzere THBB MYM’ye başvurularını bekliyoruz.
Kaynakların verimli kullanılmasına ve iş güvenliğine çok önem veriyoruz. 2018 yılında hazırlamaya başladığımız kısa eğitim filmlerine yenilerini ekleyerek çalışmalarımıza devam ediyoruz. Güriş İş Makinaları Endüstri AŞ sponsorluğunda, kaliteli ve güvenli beton üretiminin nasıl sağlanabileceğiyle ilgili “Hazır Beton Santralinde Kaliteli ve Güvenli Beton Üretimi” eğitim filmini hazırlayarak sektörümüzle paylaştık. Yoğun ilgi gören eğitim filmlerimiz bugüne kadar 455.000’in üzerinde izlendi.
17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin 23. yıl dönümünde basın açıklamasında bulunarak depreme dayanıklı yapılaşma ve yapı stokumuzun yenilenmesiyle ilgili görüşlerimizi paylaştık. Açıklamamda Türkiye Deprem Tehlike Haritasına göre nüfusumuzun yüzde 70’ten fazlasının deprem tehlikesi yüksek bölgelerde yaşamakta olduğuna dikkat çekerek her yıl on binlerce yeni konut yapılsa da nüfusun önemli bir oranının hâlen depreme dayanıksız eski yapılarda ikamet ettiğini ifade ettim. Ne zaman, nerede ve ne şiddette olacağını bilemediğimiz depremin yeni acılara neden olmadan riskli yapıların acilen dönüştürülmesi gerektiğine dikkat çektim. Açıklamalarımız ulusal basında geniş yer buldu. “Bloomberg HT” kanalının canlı yayınına da konuk olarak depreme karşı dayanıklı yapılaşmayla ilgili değerlendirmelerimizi paylaştım.
Sektörümüzü bütün platformlarda temsil ediyor, etkinlikleri ve gelişmeleri yakından izlemeye devam ediyoruz. Avrupa Beton Platformunun (ECP) haziran ayında telekonferans yöntemiyle yapılan Olağan Genel Kurul toplantısına katıldık. Eylül ayında telekonferans yöntemiyle yaptığımız Teknik Komite ile Çevre ve İş Güvenliği Komitesi toplantılarımızda sektörümüzü ilgilendiren önemli gelişmeleri görüşerek kararlar aldık. Üyesi ve Bölgesel Sistem Operatörü olduğumuz Beton Sürdürülebilirlik Konseyinin (CSC) eylül ve ekim aylarında telekonferans yöntemiyle yapılan Yönetim Kurulu toplantısında ülkemizi ve sektörümüzü temsil ettik. Üyesi olduğumuz Avrupa Hazır Beton Birliğinin (ERMCO) ekim ayında telekonferans yöntemiyle yapılan Teknik Komite, Sürdürülebilirlik Komitesi ve Döngüsel Ekonomi Çalışma Grubu toplantılarında sektörümüzün gündemindeki maddeleri görüşerek kararlar aldık.
Geçtiğimiz aylarda yaptığımız çalışmaları özetledikten sonra ekonomik değerlendirmelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Ağustos ayının ekonomik gündemine damga vuran bankaların faiz kararları oldu. Ağustos’ta planlı bir toplantısı olmayan Amerikan Merkez Bankası (FED), iki ay sonra, faizi tekrar 75 baz puan yükseltti. FED Başkanı kararın gerekçesini şu şekilde açıkladı: ABD’de işgücü piyasası hâlâ güçlü ve bu durum enflasyonu yukarı çekiyor, bu yüzden büyümeyi kısıtlama ihtiyacı var, bu yolla enflasyonun talep kaynaklı kısmı kontrol altına alınabilecek, enflasyonun yüzde 2’ye doğru hareketlenmesi ile faiz artışlarına son verilebilecek.
FED kararının piyasalar için verdiği işareti şöyle özetleyebiliriz: Yüksek ihtimalle takip eden süreçte 75 baz puandan daha büyük adımlar görülmeyecek. Faiz artışlarının daha küçük adımlar ile yapılması sürdürülecek, ancak faiz seviyesi yükselmeye devam edecek.
Türkiye’de ise 18 Ağustos’taki son toplantısında politika faizini 100 baz puan indiren Para Politikası Kurulu, yaptığı açıklamada “…mevcut görünüm altında güncellenen politika faiz düzeyinin yeterli olduğu...” ifadesine yer verdiği için eylül ayında yeni bir indirim beklemeyenlerin sayısı oldukça fazlaydı, ancak beklentilerin tersine, bir ay önce “yeterli” olarak nitelenen faiz, daha da aşağı indirildi. Merkez Bankasının son toplantıdaki açıklama metninde de “mevcut görünüm altında güncellenen politika faiz düzeyinin yeterli olduğu...” yönündeki ifadeyi gördük.
Enflasyon kanadında ise, önümüzdeki aylarda baz etkisi ile bir düşüş meydana gelecektir. Yıllık enflasyon oranı aralıktan itibaren hızla aşağı gidecek, bu gerileme 2023 yılının ocak, şubat, mart ve nisan aylarında da sürecek. Orta Vadeli Programa göre bu yıl ekimde yüzde 83 ile zirve noktasına ulaşması beklenen yıllık enflasyon 2023 yılının mart ayında yüzde 35’e kadar gerileyecek.
2023 yılında seçime doğru gittiğimiz dönemde Türkiye ekonomisinin, bütünüyle büyüme odaklı bir politika ile yönetilmesi beklenmektedir. Dünyada tarihi zirvelere yükselen enflasyon karşısında merkez bankaları faizleri yükseltiyor. İngiltere ve Avrupa Merkez Bankası da faiz artırım sürecine girdi. İsveç bile bu ay bir puan ile beklenenin çok üzerinde bir artırım yaptı. Geçmiş örnekler böylesine güçlü faiz artırım süreçlerinin büyük olasılıkla resesyon ile sonuçlandığını gösteriyor. Özellikle Avrupa’daki resesyonun işaretlerini görmeye başladık.