THBB

Yavuz IŞIK
ERMCO ve THBB Yönetim Kurulu Başkanı
President of ERMCO and THBB

Türkiye’de nüfusun yüzde 70’ten fazlası “deprem tehlikesi yüksek” bölgelerde yaşamakta ve depreme dayanıksız olan 6,7 milyon konutun yenilenmesi gerekmektedir. Depreme karşı dayanıklı yapılaşmanın ve kentsel dönüşümün gündemde olduğu son yıllarda ileri seviyede analizler yapabilen ve sektörün ihtiyaçlarına cevap verebilen bir araştırma merkezi ihtiyacı doğdu. Bu doğrultuda önemli bir projeye daha imza atarak, Türkiye Hazır Beton Birliği Beton Araştırma Geliştirme ve Teknoloji Danışma Merkezini kurduk. Merkezimiz, T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı koordinasyonunda çalışan İstanbul Kalkınma Ajansının Yenilikçi ve Yaratıcı İstanbul Mali Destek Programı kapsamında, Yıldız Teknik Üniversitesinin ortaklığıyla hayata geçti. İSTAÇ, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesi de projeye iştirakçi olarak katkı sundu. Merkezimiz ile hem beton kalitesinin belirlenmesinde ileri seviye testlerin yapılabilirliğini sağlamayı hem de inşaat ve hazır beton sektörlerinin özel AR-GE ve teknoloji danışmanlığı ihtiyaçlarına cevap vermeyi amaçlıyoruz. Merkezimizde üretim öncesi ve sonrasında da hizmet verilerek üreticilere tasarım aşamasında ve ürün uygunluk kontrol safhasında da destek verilebilecek. Merkezimiz, müteahhitlere, hazır beton, prekast beton, çimento, agrega, kimyasal katkı ve mineral katkı üreticilerine, binalarındaki beton kalitesinin tespitinde ileri seviye testlere ihtiyaç duyan vatandaşlarımıza ve belediyelere hizmet verecek. THBB Beton AR-GE ve Danışma Merkezimiz ile ülkemiz beton AR-GE’sinde önemli bir konuma yükseldi. Merkezimizin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını temenni ediyorum.

THBB Beton AR-GE ve Teknoloji Danışma Merkezi olarak ekim ayında İstanbul’da düzenlenen MMG 4. AR-GE İnovasyon Zirvesi ve Sergisi’ne katıldık. Ziyaretimize gelen Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Dr. Çetin Ali Dönmez ve T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı İstanbul İl Müdürü Ümit Ünal başta olmak üzere birçok yetkiliye, katılımcıya ve ziyaretçilere Merkezimizi tanıttık.

Beton Sürdürülebilirlik Konseyinin (Concrete Sustainability Council) üyesi ve Bölgesel Sistem Operatörü olarak sürdürülebilirlik alanındaki faaliyetlerimize devam ediyoruz. Son olarak, CSC Belgelendirme Kuruluşu olan KGS İktisadi İşletmesi tarafından yapılan denetimler sonucunda Akçansa Çimento San. ve Tic. AŞ’ye ait Betonsa Kemerburgaz Hazır Beton Tesisi “Altın” belge almaya hak kazandı. Birliğimizin üyesi Akçansa’yı kutluyor, bu vesileyle hazır beton, çimento, agrega ve prefabrik sektörlerini bu sisteme dâhil olmaya davet ediyorum.

Geçtiğimiz aylarda Mesleki Yeterlilik Kurumunun (MYK), Beton Pompa Operatörü ulusal yeterliliğinden sınav ve belgelendirme yapmak üzere Türkiye Hazır Beton Birliği Mesleki Yeterlilik Merkezimizi (THBB MYM) yetkilendirdiğini paylaşmıştım. İlk Beton Pompa Operatörü Mesleki Yeterlilik Sınavı Eskişehir’de Selka Hazır Beton Tesisi’nde gerçekleştirildi ve başarılı olan adaylara Mesleki Yeterlilik Belgeleri ve Mesleki Yeterlilik Kimlik Kartları takdim edildi. İş güvenliğine uygun çalışmak ve sorunlarla karşılaşmamak adına personelinizin Beton Pompa Operatörlüğü Mesleki Yeterlilik Belgesi almak üzere THBB MYM’ye başvurularını bekliyoruz.

Bu projelerimiz ilerlerken seminer çalışmalarımıza da aralıksız devam ediyoruz. Üyelerimizin de katkılarıyla kaliteli beton üretimi ve beton uygulamalarının doğru yapılması amacıyla düzenlediğimiz “Beton Teknolojileri ve Doğru Beton Uygulamaları” seminerlerini eylül ve ekim aylarında Kocaeli ve Gaziantep’te düzenledik. 23. seminerimizi kasım ayında Balıkesir’de gerçekleştiriyoruz.

Faaliyetlerimize devam ederken her fırsatta Birliğimizi tanıtmaya, halkımızı ve bütün paydaşlarımızı bilgilendirmeye devam ediyoruz. Ekim ayında “Bloomberg HT” kanalının canlı yayınında ekonomi, inşaat ve hazır beton sektörleriyle ilgili değerlendirmelerde bulunarak depreme karşı güvenlikli ve sağlıklı yapılaşmanın ve KGS belgeli kaliteli beton kullanımının önemine dikkat çektim.

Sektörümüzün gelişimi ve sorunlarımızın çözümü için çalışmalarımıza ara vermeden devam ediyoruz. Bu doğrultuda, Yönetim Kurulumuza katkı sağlayan komitelerimizden Teknik Komite ile Çevre ve İş Güvenliği Komitesi Toplantılarını eylül ve ekim aylarında gerçekleştirdik. Teknik Komite Toplantısında; Elektronik Beton İzleme Sistemi ile ilgili gelişmeler, yeni yayımlanan EN 13791 Standardı, Makine-Ekipman Çalışma Grubu oluşturulması; Çevre ve İş Güvenliği Komitesi Toplantısında ise beton pompasının kurulması esnasında alınabilecek güvenlik aksiyonların belirlenmesi, atık beton çamurları, yeni yayınlanan mevzuatlar gibi sektörümüzü etkileyen gündem maddelerini görüştük.
Uluslararası platformlarda sektörümüzü temsil etmeye ve politikalara yön vermeye devam ediyoruz. Ekim ayında Brüksel’de yapılan Avrupa Hazır Beton Birliğinin (ERMCO) Yönetim Kurulu ile Strateji ve Gelişim Komitesi toplantılarına katıldık. Bu toplantılarda EN 13791 Standardıyla ilgili ERMCO eğitim videoları, araç sürüş saatleri, DigiPLACE Platformu, Çevresel Ürün Beyanı (EPD) aracı, EPD çalıştayı, beton yol kaplamalarıyla ilgili istatistik çalışması, NEPSI Solunabilir Kristal Silika Raporlama Sistemi, ECHA Zehir Merkezleri, ERMCO’nun betona eklenen mikro plastiklerin kullanımının kısıtlanmasıyla ilgili görüşü, Beton Sürdürülebilirlik Konseyi (Concrete Sustainability Council), ERMCO 2021 Kongresi organizasyonu konularını görüştük.

Son aylarda yaptığımız çalışmaları özetledikten sonra ekonomik değerlendirmelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Türkiye sanayi üretiminde ağustos ayı itibarıyla gerilemedeki 12’inci ayını geride bırakmış durumdadır. Sektörel güven endeks değerlerimiz de oldukça düşüktür. İnşaat güven endeksi 65’tir. 5 aydır endeks değeri yükselmektedir. Ancak hizmet ve perakende güven endekslerinin 90’ın üzerinde olduğu düşünüldüğünde inşaat güven endeksinin hâlen düşük olduğu net bir şekilde anlaşılacaktır.

Düzelme emareleri ortaya çıksa da genel hatları ile Türkiye ekonomisinin beklenen performansa ulaşmadığını söylemek mümkündür. Küresel büyüme oranları 2018 yılının ilk çeyreğinden itibaren hem gelişmiş hem de gelişme yolundaki ülkeler için azalmaya başlamış olması da bu tabloyu körükleyen bir diğer unsurdur.

Gelişmekte olan ülkeler için geçen yılın ilk çeyreğinde %5’in üzerinde olan yıllık büyüme oranı 2019 yılının ilk çeyreğinde %3,5’e gerilemiştir. Benzer bir düşüşle gelişmiş ülkelerde de büyüme oranı yıllık %2’nin altına inmiştir. 2019 yılında dünyada beklenen büyüme oranı %3’e gerilemiştir.

Türkiye için beklenen büyüme oranları bu rakamların oldukça altında ve negatif düzeyde iken geçen ay IMF, ekonomimizdeki birtakım olumsuzluklara dikkat çektikten sonra Türkiye’nin beklenen büyüme oranını yükseltti. IMF, Türkiye ekonomisi için 2019 yılı büyüme tahminini nisan tahmini olan eksi %2,5'ten %0,2'ye revize etti. 2020 yılı büyüme tahminini ise % 2,5'ten %3'e yükseltti. Bunu yaparken IMF aynı zamanda ekonomimizdeki olumsuzluklara da işaret etti: Özel sektör bilançolarındaki sorunlar, kredibilitenin onarılması için kapsamlı politika planı ihtiyacı. Bunları başarmak için enflasyon ve enflasyon beklentilerinde kalıcı düşüş olana kadar para politikasında beklemeye geçilmesi gerektiğini, sürdürülebilir büyümeyi desteklemek için yapısal reformlara odaklanılması gerektiğini belirtti. Yani IMF, Merkez Bankasının faiz indirim kararı sonrasında ekonomik büyümede bir artış meydana gelecek ancak kısa vadede enflasyonu dizginleyemezseniz, orta ve uzun vadede ekonomik reformları hayata geçirmezseniz bu büyüme sürdürülebilir değildir, diyor. Gerçek şu ki resmî rakamlara göre Türkiye enflasyonda kısa zamanda belirli bir yol katetmiştir.

Geçen ay açıklanan Yeni Ekonomik Programda enflasyonla mücadelede fiyat yapışkanlığına yani fiyatların değişmeme durumuna odaklanılacağı söylenmektedir. Fiyat yapışkanlığını ortadan kaldırmak için atılacak adımlar programda ortaya konulmuştur. Yani ekonomi yönetimi de bugün Türkiye’nin faizde ulaştığı noktanın sürdürülebilir olması ve daha aşağı inmesi için YEP’te belirlenen enflasyon hedeflerinin yakalanılmasına bağlı olduğunun farkındadır.

Önümüzdeki dönemin en önemli ekonomik gündem maddesi olacağı görülen enflasyon konusunda son açıklanan TCMB Para Politikası toplantı özetinde tüketici fiyatlarının eylül ayında yüzde 0,99 artarken yıllık enflasyonun 5,75 puan azalarak yüzde 9,26’ya gerilediği ifade edilmektedir. Bu dönemde tüketici enflasyonun güçlü baz etkisiyle de birlikte özellikle temel mal ve gıda gruplarının katkısıyla belirgin bir düşüş sergilediği aktarılan özette, Türk lirasındaki istikrarlı seyrin yanı sıra enflasyon beklentilerindeki iyileşme ve ılımlı iç talep koşullarının çekirdek enflasyon göstergelerinin yıllık enflasyonundaki düşüşte belirleyici olduğu dile getirildi.

Raporun özeti, Türk lirasındaki istikrarlı seyir devam ederse enflasyon beklentisi iyileşecek, bu da ılımlı iç talep ile sürdürülebilir bir ortam yaratacaktır. Geride bıraktığımız ay Barış Pınarı Harekâtı, ABD ile yaşanan politik gerilim, Trump’ın yaptırım kararlarına rağmen kurda olumsuz bir tablo ortaya çıkmaması, Türkiye ekonomisi açısından önemli bir testtir. Bu boyutta bir politik ve jeopolitik gerilimde dahi kurda sıçrama yaşanmamışken kasım ayında kurun yükselmesine sebebiyet verecek herhangi bir gelişme beklenmemektedir. Enflasyon raporunda yıl sonu enflasyon tahmini %13,9'dan %12'ye çekilirken, 2020 beklentisi ise %8,2 olarak korundu. Gelecek yıl için tek haneli enflasyon yönlendirmesi, Merkez Bankasının faiz indirmeye devam edebileceğine işaret etmektedir.


Yukarı Çık