Yavuz IŞIK
THBB Yönetim Kurulu Başkanı
President
Son aylarda Ülkemizin birçok bölgesinde meydana gelen orman yangınları ve Karadeniz Bölgemizde meydana gelen sel felaketleri hepimizi derinden üzmüştür. Orman yangınlarının söndürülmesinde hazır beton sektörü, araç ve ekipmanıyla ön saflarda yer almıştır. Bu yangınları söndürmek ve can kurtarmak için yapılan çalışmalara, üyelerimizin transmikser ve beton pompası başta olmak üzere araç ve ekipmanıyla katılarak destek vermesi bizleri gururlandırmıştır.
Şimdiye kadar olduğu gibi bu zor günlerde de devletimiz milletimiz el ele vererek bu felaketlere karşı mücadele etmiştir. Devletimiz ve Aziz Milletimiz birlik beraberlik içerisinde bu yaraların hepsini saracaktır. Bu vesileyle, bir kez daha hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine ve yakınlarına başsağlığı dileriz.
Birliğimizin kurulduğu 1988 yılından bu yana, ülkemizde güvenli ve dayanıklı yapıların inşası için gerekli olan kaliteli, doğru, çevreye duyarlı ve sürdürülebilir beton üretiminin ve kullanımının yaygınlaşması için çalışıyoruz. Bildiğiniz üzere beton, dünyada en çok kullanılan insan yapımı malzemedir. Dolayısıyla betonun sürdürülebilir olması geleceğimiz için önemlidir. Bu nedenle sürdürülebilirliğe gündemimizde öncelikli olarak yer veriyoruz.
Betonun teknik ve teknolojik nitelikleri, tüm yaşam döngüsü boyunca yapı sürdürülebilirliğinin birçok yönü üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Sürdürülebilirliğin çevresel ve ekonomik tüm önemli ve ilgili yönleri dikkate alınarak performans değerlendirilmesinde bütünsel bir yaklaşım gerekmektedir. Bu doğrultuda THBB olarak, hazır beton sektörünün ve paydaşlarının döngüsel ekonomi, yaşam döngüsü analizi, yaşam döngüsü maliyeti, çevresel ürün beyanı başta olmak üzere günümüz iş modellerini etkileyen yeni çevreci yaklaşımlar konusunda farkındalığını arttırmak amacıyla “Hazır Beton Yaşam Döngüsü Rehberi” hazırladık. Bu rehber, inşaat sektörü ve inşaat malzemeleri alanında yaşam döngüsünü değerlendiren ve sektörün durumunu veriler ile gösteren ilk rehber oldu. Rehberimiz sadece hazır beton sektörü ve paydaşları için değil, yaşam döngüsü hakkında bilgi almak isteyen tüm kişi ve kurumlar için de örnek bir rehber niteliği taşıyor. Rehberin üniversitelerin inşaat mühendisliği bölümlerinin ötesinde, mimarlık ve çevre mühendisliği bölümlerinde de birçok akademisyen ve bu konuda çalışacak öğrenci için bir referans kaynak olacağını öngörüyoruz.
17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin 22’nci yıl dönümünde basın açıklamasında bulunarak depreme dayanıklı yapılaşma ve yapı stokumuzun yenilenmesiyle ilgili görüşlerimizi paylaştık. 2019 yılında yürürlüğe giren yeni Türkiye Deprem Tehlike Haritası’nı incelediğimizde nüfusumuzun yüzde 70’ten fazlasının deprem tehlikesi yüksek olan bölgelerde yaşamakta olduğunu görüyoruz. 2012 yılından bu yana Türkiye'de 1,5 milyon konutun dönüşümü sağlanmıştır. 2019 yılında T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, kentsel dönüşümün gerekli olduğu 6,7 milyon konuttan acil, öncelikli denilen 1,5 milyon konutun da 5 yıl içerisinde kentsel dönüşüm kapsamında yenileneceğini açıklamıştır. Bugün, Türkiye’de depreme dayanıksız olan söz konusu 6,7 milyon konutun tümünün yenilenmesi için gerekli adımlar atılmalı ve kentsel dönüşüm çalışmaları hızlandırılmalıdır. Basın açıklamamızda, özellikle 90’lı yıllardan önce inşa edilen yapıların mutlaka yenilenmesi gerektiğini, yeni yapıların inşasında ve kentsel dönüşüm çalışmalarında kullanılacak KGS belgeli kaliteli hazır betonun, olası bir depremde birçok hayat kurtaracağını, inşaat sürecindeki bütün teknik kurallara eksiksiz uyularak inşaatlarda daha yüksek dayanım sınıfında betonlar kullanılması gerektiğini belirttim.
Pandemi tedbirleri kapsamında alınan kararlar nedeniyle ara verilen meslek içi eğitimlerimize ve mesleki yeterlilik belgelendirmelerimize gerekli önlemleri alarak başladık.
Geçtiğimiz aylarda Karabük ve İzmir’de gerçekleştirdiğimiz Ekonomik ve Güvenli Sürüş eğitimlerimize katılan kursiyerlere transmikser üzerinde uygulamalı ve teorik olarak eğitim verdik. Yine geçtiğimiz aylarda Ankara ve İzmir’de Hazır Beton Şantiye Operasyonlarında Yer Tespit Elemanı ve Beton Pompa Operatörleri için Teknik Emniyet Kuralları Eğitimi düzenleyerek katılımcıları inşaat mahallinde dikkat edilmesi gereken kurallar konusunda bilgilendirdik.
Beton Pompa Operatörü Mesleki Yeterlilik Belgelendirmelerimize devam ediyoruz. THBB Mesleki Yeterlilik ve Belgelendirme Merkezi olarak temmuz ayında İstanbul’da Beton Pompa Operatörü Mesleki Yeterlilik sınavını başarılı bir şekilde gerçekleştirdik. İş güvenliğine uygun çalışmak ve sorunlarla karşılaşmamak adına personelinizin Beton Pompa Operatörlüğü Mesleki Yeterlilik Belgesi almak üzere THBB MYM’ye başvurularını bekliyoruz.
Mesleki Yeterlilik Belgelendirme çalışmalarımızla ilgili önemli bir gelişme de ağustos ayında yaşandı. İNTES ile birlikte hazırladığımız “Beton Transmikser Operatörü” Ulusal Yeterliliğinin de MYK İnşaat Sektör Komitesi tarafından değerlendirilmesinin ardından Resmî Gazete’de ve MYK resmî web sitesinde yayımlandı. Gerekli çalışmalar sonrasında “Beton Transmikser Operatörü” Mesleki Yeterlilik Belgelendirmesini de hizmetlerimiz arasına ekleyeceğiz.
Üyelerimize özel olarak inşaat sektörü ile ilgili güncel ekonomik verileri içeren aylık İnşaat Sektörü Değerlendirme Raporu hazırlamaya başladık. Temmuz ve ağustos aylarında hazırladığımız raporları siz değerli üyelerimizle paylaştık.
Sektörümüzü bütün platformlarda temsil etmeye devam ediyoruz. Ağustos ayında Yapı Ürünleri Üreticileri Federasyonunun, Orta Doğu Üniversitesi iş birliğinde gerçekleştirdiği “Yapılarda Kullanılan Beton ve Harçlar ile Bileşenleri Semineri” konulu web seminerine katılarak “Hazır Beton Üretimi - Beton Uygulamaları” başlıklı bir sunum gerçekleştirdik.
Yurt içinde çalışmalarımıza devam ederken sektörümüzü uluslararası platformlarda temsil etmeye devam ediyoruz Üyesi olduğumuz Avrupa Hazır Beton Birliğinin (ERMCO) Temsilciler, Yönetim Kurulu ile Strateji ve Gelişim Komitesinin eylül ayında Amsterdam’da yapılan toplantılarına katılarak sektörümüzün gündemindeki maddeleri görüşerek kararlar aldık. Üyesi ve Bölgesel Sistem Operatörü olduğumuz İsviçre merkezli Beton Sürdürülebilirlik Konseyinin (CSC) eylül ayında yapılan Yönetim Kurulu toplantısına katıldık.
Son dönemde yaptığımız çalışmaları özetledikten sonra ekonomik değerlendirmelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. 2021 yılında da Türkiye, bütçe harcaması yoluyla pandeminin etkilerini gidermeye yönelik genişletici maliye politikasına devam etmektedir. Geçen yıl cari harcamaların vergi gelirlerine oranı %60’ya yakın iken bu yıl ilk 7 ayda bu oran %58 olarak gerçeklemiştir. Yani ilk 7 ayda 78 milyar TL bütçe açığı vererek ve elde ettiği vergi gelirinin yarıdan fazlasını piyasaya enjekte ederek ekonomiyi canlı tutmaya çalışıyoruz.
Eylül başında açıklanan ikinci çeyrek büyüme rakamlarına göre Türkiye, çok ciddi bir büyüme performansı ortaya koymuştur. Geçen yıl pandeminin asıl etkisinin görüldüğü ikinci çeyreğe kıyasla baz etkisi devreye girmiştir. Bu dönemde %21,7 büyüyen Türkiye ekonomisindeki sektörler içerisinde inşaat, tarımdan sonra en düşük pozitif büyüme oranına sahip olan sektördür. 13 çeyrektir inşaat sektörü %3’ün üzerinde bir büyüme performansı ortaya koyamamaktadır. İnşaat sektörünün 2009 küresel krizi öncesinde çeyrekler bazında ortalamada %9,8 ve kriz sonrasında 2010-2017 döneminde %11 olan büyüme rakamı, 2018’den bugüne -%4’e inmiştir. Bu rakamlar ışığında pandemi öncesinde zaten işlerin iyi gitmediği inşaat sektörünün hâlen istenilen toparlanma sürecinden uzak olduğu anlaşılmaktadır.
Son açıklanan konut satış rakamları da talep tarafında bir toparlanmanın olamayacağını göstermektedir. Temmuz ayında ilk el ipotekli konut satışları 5 bine kadar gerilemiş görünmektedir. Geçen yılın ocak-temmuz döneminde 128 bin olan ipotekli ilk el konut satışları bu yılın aynı döneminde 33 bine düşerek %74 gerilemiştir.
2021 yılında ABD ekonomisinin %7, AB’nin %4,6, dünya ekonomisinin ise %6 büyümesi beklenmektedir. Fitch’in son raporunda Türkiye’nin 2021 yılında %7,9 büyüyeceği tahmin edildi. JP Morgan ise, Türkiye için 2021 büyüme tahminini %6,1’den 6,8’e yükseltti. Kuşkusuz Türkiye ekonomisi 2021 yılında bu tahminlerin ötesinde bir büyüme sergileyecektir. Ekonomimiz yılın ikinci yarısında iç talebin yavaşlamasına güçlü ihracat ve turizm sektöründeki toparlanma ile karşılık verecektir. Kritik konu, enflasyon gerçekleşmeleridir. Son açıklanan rakamlarla gösterge faizinin üzerine çıkan enflasyon karşısında Merkez Bankasının üzerindeki baskı artmıştır. Yılın son çeyreğinde faiz indirimine her koşulda gidileceğine olan beklenti arttıkça, kur kademeli olarak yükselişe geçecektir. Enflasyonda kalıcı düşüş rotasına girilmeksizin faiz düzeyini aşağı çekmenin maliyeti yükselecektir.